Bu içerikte kullanılan ürünlere bizimle iletişime geçerek ulaşabilirsiniz.
Motiflerin parıltılı kısımlarından bir parça ışık aldım. Ve aslında hayatımızda olan her nesnenin bir yansıması varmış. Güzel ürünlerin, güzel modellerin, güzel renklerin arkasında saklanan şu parıltılar…
Nedendir ki bilinmez, şu bilinmeyenler aslında bize gösterilenlerin dışında satın alma duygumuzu ön plana atıp arkasında durmayan düşüncelerle dolu.
Sonrasında ortaya sonradan beğenmeyeceğimiz bir çok ürün ve renkler ürüyor. Seçeneklerimizi şaşırmak, önceden bilmediklerimizi sevmek ve neleri sevmeyeceğimizi de bilmemek, Şaşırıp kalmışlarında arasında yer almış bir dolgu.
Duyularımızdaki gölgeler; asla normal eşyaların güneş açısına göre yer değiştirdiği gibi şekil almaz. Burada sadece biz nasıl görmek istiyorsak bize öyle yansımasını bekleriz. Öyle ki, bunun değişen ve dönüşen duygularımıza nazaran şekillendiğini baz alırsak zevklerimizle dolan bu boşluklara farkındalık eklememiz gerekir. Sürekli takip etmek, sürekli trendi yakalamak ve sürekli yeniliklerin içinde olmak yani yeni bir şeyler aydınlatma…
Şu benlik duygusu aslında herkesten bir şeyler çalar. Fakat herkesin birbirinden çaldığı mutlak şey zaman faktörüdür. Zamanın kişiye göre değişebilir olmasıyla kimilerince ”benlik” duygusunun yeni bir şeyleri ortaya koyması, isteklerimize yeni bir pencere açar.
Döngü aslında şöyle işler: Sen yeni bir şeyleri sevmek ve benimsemek istediğinde onun geçici olduğuna o an inanmadığın sürece, o senin sevebildiğin süreye kadar kalıcı olur. Buradaki zaman faktöründe en önemli olan vurgu ”inandırıcılıktır”. Kimisi için zaman inandırma payı belirler, kimisi için zaman ışık, kimisi için zaman renk rolüne girer. Yani yeni bir şeyler aydınlatma…
Zevk ve haz duygusunun dilimi olan zafiyet, aslında tüm payın en tatlı ve az olan kısmıdır. Kimileri bu kısmın ufak bir parçasına ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, kimileri de pastanın tamamını yere atar.
Birbirimizden gördüklerimizi kendi isteklerimizin dışında tutarak, hatta daha iyisine sahip olabilirim gücüne ulaşabilmek için sorumluluklarımızı belli bir kısım veya orantıda kullanma gereksinimi duyarız. Sorumluluklarımız aslında bizi yanılsamalarla birlikte satın alma sürecine yönlendirirken, limitimiz o an neyi almamızın sınırındaysa o tuşa düşünmeden basarız.
Yeni bir ışık, yeni bir yansıma, yeni bir dekor, yeni bir şeyler aydınlatma…
Işık; yön veren aynı zamanda da motifleri içinde barındıran bir aydınlatma kalıbıdır. O tuş size önünüzü de gösterir yolunuzu da. Fakat; o tuş sesinin kimlerin kendisine yanlış yön vereceğini bilmez.
Yansıma; size en iyi hediye edeceği şey gölgedir. Eğer ki gölgesi olan bir eşyanız varsa güneşi güzel gören gözlere sahipsinizdir demektir. Eşyaları yaşatan onların gölgesi ve yeridir. Yansıma; eşyaların yerlerini belirleyen, onları en iyi şekilde biçimlendiren ve belli bir kalıp içerisine sokan bir değerdir.
Dekor; Her ay veya her sene mutlaka bir eşyanın yeri değişir ve dersin ki, keşke daha önce bunun yeri burası olsaymış. Peki sizce öyle mi? Hayır siz değişiyorsunuz öncesini ve sonrasını sevip sevmeyeceğiniz duygular içerisinde dönüşüyorsunuz. Dekor bir hatıranın güneş battıktan sonra ışığa ihtiyaç duyması gibidir. Onu en iyi hatırlayacağınız konum; güneşin battığını veya doğduğunu anımsadığınız anda saklıdır. Kapalı bir mekanın dekoru ve dekoratif görünümleri ve tasarımları elbette farklıdır. Elbette tasarlama planları değişiktir. Fakat sizin nasıl baktığınız kimlerin nasıl gördüğü açıyla tartılır ve mutlak ki sonucu farkındalıklarla belirlenir.
Aydınlatma; En önemli kısım ve yine en sona kalan kısmi değerdir. Onları kimi zaman eşyaların arkasında sızmış olarak görürüz, kimi zaman eşyaları en iyi şekilde vurgulayan bir parça ve değer olarak. Çoğu zaman vurgularında parçalanmış taneler olarak. Yani bize eşyaları tanıtan, hatırlatan ve en güzel şekilde gösteren. Biz bu parçaların yani ışık ve aydınlatma olan kısımların çoğunluğunu daha iyi göstermek, daha iyi listelemek ve daha iyi fark etmek amacıyla kullanırız. Yani şu başta belirtmiş olduğumuz gibi yeni bir şeyler aydınlatma…