Bir Lambada Sanat Aramak
Herkese selam burada lambaların sanatsal ilişkilerini ve boyutlarını kendi yorumlarım ve gözlemlerim içerisinde yüzeysel olarak değerlendirmeye alacağım.
Lamba ve Sanat
Sıradan bir lambayı aç – kapa (dimlenebilir) bir anahtar sayesinde ışığın işlevsel olarak görev yapmasını bekleriz. Çünkü ona komut veren biziz. Her ne kadar aydınlatma ihtiyacımızı önümüzü görebilmek için kullanıyor olsak da aslında işin algısal boyutu pekte öyle değil. Nesnelere karşı sağlamış olduğumuz davranışlar, onları belli bir noktadan sonra kullanım açısından alışkanlık haline getirebiliyor. Yani içinde olduğumuz bir ortamdaki nesnelere alışmak gibi bir şey. Belli noktadan sonra onlar bizim için ilgi ve detay çeken şeyler olmayabiliyor. Burada yine belli noktadan sonra sıradan bir görümüm ve izlenim özelliğine dönüşüm sağlayan aydınlatmalar (Ki bu ampul dahi olsa) üzerindeki ufak bir tasarım detayının diğer dekoratif lambalardan sanatsal görünüm ve yansıması açısından hiç bir farkı olmayabiliyor. Zaman nesneleri belli bir noktadan sonra algısal boyutlarını değiştirebiliyor. Bakış açınızda buna göre dönüşüm sağlıyor. Bunu sadece lambalar olarak algılamamak gerekir. Nesne ve eşya niteliğine sahip olan tüm detaylarda bu vardır. Fakat aydınlatmanın buradaki farkı; işlevsel olarak hem ”aydınlatma” hem de ”dekoratif” görünüm özelliğine sahip olmasıdır. Yani hem aydınlatma hem eşya olarak da değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. Peki sanatsal bir bakış açısıyla aydınlatmanın görünüm boyutunu algılarımıza nasıl tanımlayabiliriz.
Aydınlatma ve Sanat İlişkisi
Şöyle ki içinde bulunduğunuz ortamı ne kadar tanıyoruz? Bunun doğrudan nesnelerle ilişkisi, insan yapısının eşyalara verdiği değerlerle ölçütlenir. Aslında daha detaya inmemiz için bize merdivenlerden ışık uzatmanız gerekir. 🙂 Tabi bunu biraz kolay anlayabileceğiniz şekilde şöyle ifade edeyim.
Hatırası olan nesnelerin görünüm açısından hiç bir özelliği yoktur. Zaman her geçen saniye ona değer katar. Onu değerli kılan şey; aslında onlara değer verene ne kadar değer verdiğimizle ilgilidir. Sizin değerleriniz eşyalara karşı olan bağlılığınızla değil, sizin o eşyalara karşı olan kurduğunuz odak ve iletişimle ortaya çıkar. Yani odadaki bir vazonun size ne hatırlattığı, ona kaç saniye ile baktığınız ile ilgili bir durumdur. Belli bir zaman sonra onlara değer verecek kadar vaktiniz olmadığı, sadece dekoratif bir görünüm haline gelen bir nesneye dönüştüğü, aslında zaman her ikisi tarafından geçerken, sadece birisi tarafından gerçek olduğuyla ilgili bir şey. Şimdi bana ışığı tekrar yukarıdan uzatırsınız bu işin psikolojik yansımasından yukarıya çıkabilirim. 🙂
Aydınlatmalar ise bu hatıraların hem sanatsal boyutunu hem de hatırlatıcı kısmını ön plana çıkartıyor. Dikkat ederseniz tüm sanat galerinde vurgu aydınlatmaları vardır fakat sizi nesnelere odaklar, siz farkında bile olmazsınız.
Hiç fark ettiniz mi?
Bir sanat galerisine veya resim sergisine gittiğinizde ”’Aydınlatma ve Işık Vurgularına” Veya hangi armatürler kullanıldığına?
Buraya bir resim bırakarak kafanızı pekte dağıtmak istemiyorum.